Monday, April 2, 2007

Kabak Çiçeği Dolmaları

Akşamdan yapmalı hazırlığı akşamdan, sabaha zaman kalmayacak çünkü... Sıcak mı yemek istiyoruz soğuk mu ona karar vermeli önce, ya da yapıverelim her ikisini de.

Yarım kilo kıymaya kocaman bir baş soğan rendelemeli, içine yarım çay bardağı ince bulguru katıvermeli çiğden. Bir demete yakın maydonozu ince ince çintmeli, seversek yanına dereotu da eklemeli. Şimdi içine kararınca nane, kararınca karabiber ve tuz koyup, bir iki avuç da ılık suyla yoğurmalı. Ağzını kapatıp koymalı buzdolabına.

İki kocabaş soğanı rendeleyip sızmayla oturtmalı ocağa, kavrulunca yıkanıp süzülmüş bir kase pirinç eklemeli. Ben domatesli severim, onun için 2 orta boy domatesi rendeleyip pirinç ve soğana boca etmeli. Sıra geldi baharata. Naneyi koyalım. Elimizi ölçülü tutalım acıtmasın dolmamızı. Yenibahar, tarçın, ıslatıp ayıklanıp süzülmüş kuş üzümü, çam fıstığı, tuz ve şeker...

Tadına bakalım aman çok tatlı olmasın. Huzur içinde yatsın anneannemin kemikleri sızlamasın, anacığımın yüzü kara çıkmasın... Şimdi eklemeli 1.5 kase suyu, pişirmeli dolma içini. Biber dolması gibi olmasın. Neredeyse tam pişmiş olsun ki yarın çabucak insin ocaktan.

Dolma içlerini hallettik içimiz rahat, şimdi erken yatmalı, gün ağarırken kalkmalı. Rüyada açan sarı çiçeklerin çıtırtısı... Horozlar mı ötüyor? Fırlayalım yataktan. Koşalım sebze bahçesine. Domateslerin, patlıcanların yanından geçip kabaklara ulaşalım. Narin çiçekleri özene bezene toplayıp sepetimize atalım. Açmamışlara dokunmadan, sabahı kocaman gözleriyle selamlayanlardan olsun topladıklarımız.

Eve gelince elimizi çabuk tutalım. Çiçekler kapanmadan hızla içlerini doldurup yaprakları birbiri üzerine katlayalım. Tencereye yerleştirirken şeffaf yapraklardan görünen içlerini seyredelim keyifle. Zeytinyağlının üzerine bir çay bardağı ılık su, bir çay bardağı sızma gezdirip bir tabakla kapatalım ki oynamasınlar yerinden. Tencerenin ağzını kapatıp kısık ateşte kaynayana kadar bekleyelim. Kısacık tıkırdadıktan sonra ocaktan alalım ve hemen kapağını açıp tabağı çıkaralım içinden. Servis tabağına alıp üzeri açık soğumaya bırakalım sabah rüzgarı ile camın önünde.

Kıymalı olanı öğle yemeğinden hemen önce pişirelim. Yine sızma ile ama içinde bulgur olduğu için bu sefer bir bardak su ile. Yine kısacık zamanda iki tıkırdatarak ve üzerine illa ki bir tabak kapatarak. Yanında sarmısaklı ya da sade yoğurt, üzerine gezdirilen yağda kızarmış kırmızı biber. İsteyene sumak.

Zeytinyağlı dolmalar akşama rakı mezesi olacak.

Her hakkı bloglararası "Kabak Tadı" projesine aittir. Bu yazıyla ilgili hiçibir maddi talebim olmayacaktır.

OK

Çiğdem Sönmez

No comments: