Tuesday, March 27, 2007

Gelin kabağı

Adını Gelin Kabağı diye ben taktım. Ailenin büyükleri sırasına girdiğimden beri, bizim gelin bizim damat gibi sözcükleri sıkça kullanıyorum. Gelin Kabağı da öylesine çıkıverdi ağzımdan o pazar günü. Kuzen Ahmet ve Gelin Semra girmişler mutfağa, müthiş bir dayanışma içinde onlarca çeşit çıkarmışlar ortaya. Biz de ailece oturup yemiştik. Sonradan, "Yaz gelin," dedim, "şu tarifi, koyalım Kabak Tadı'na. Ayıp olmasın ele güne karşı, kaçırırmış gibi bu lezzeti onlardan..."

1 kilo kabak
100 gram tuzsuz şamfıstık (iri öğütülmüş)
1 demet dereotu
1 demet maydonoz
yarım demet nane
3-4 diş sarmısak
riviera ve sızma
tuz, karabiber

Kabaklar soyulur, iri çekirdekler çıkarılır, parmak parmak kesilir. Kaynayan tuzlu suya atılır, hafif yumuşayınca çıkarılıp süzülür ve dinlenmeye bırakılır.
Tavaya riviera ile ince kıyılmış sarmısaklar koyulur, üzerine inceden doğranmış tüm otlar ilave edilir. Tuz ve biber eklenerek otların yumuşaması sağlanır. Ateşten aldıktan sonra fıstığın yarısı ilave edilir ve karıştırılır.

Servis tabağının altına hazırlanan sostan yerleştirilerek üzerine süzülmüş gerekiyorsa kurulanmış kabaklar dizilir. Tekrar sos tekrar kabak, malzemeler bitene kadar kat kat döşenir ve her kat arasına ilave fıstık serpilir. En üstte sos olmalıdır ve servisten önce en az 4 saat mutlaka dinlendirilmelidir.

Servis zamanı kalan fıstıklar en üste serpilip sızma zeytinyağ ile lezzetlendirilir.

Böyle buyurmuş Gelin Semra Cansever.

Parmaklarınızı yememek için özen göstermenizi rica ederim.

Oya Kayacan

OK

No comments: